Saygın Klinik’de bütün hastalarımızın şah damarı ultrasonlarını mutlaka yapıyoruz. Bu rutin, muayene ve incelememizde zaten var. Sıklık ile başka sebeplerden dolayı sadece check up için gelen şeker hastalarımızda, yüksek tansiyon ile gelen ve daha önce bacak damarında tıkanıklık geçirmiş hastalarımızda bile şah damarı tıkanıklıklarına ve kireçlenmelerine çok sık rastlıyoruz.
Beyin damar tıkanıklığında robotik damar açma teknolojileri hastalarımızda mucizeler yaratıyor. Özellikle yeni jenerasyon stentler, konik stentler, ilaç stentler ve emilebilir stentlerimiz ile hastalarımızın beyin damar tıkanmalarını %100 oranla açabiliyoruz.
Felç geçirmiş bile olsa hastamız eğer beyin damarının devamı varsa yani genellikle orta kısımda kafatasına girmeden önce damar daralıyor ve bir felç yatağı olduktan sonra damar yine açıklığı kafatasında devam ediyorsa o bölgelerde robotik işlemler ile çok uzun segmentlere bile değişik türde teknolojik uygulamalar yapabiliyoruz.
Bazen hastalarımızın beyin içine pıhtı atabiliyor, o pıhtıları pıhtı eritici cihazlarla gidip beynin damarından alıcı mikroskobik kepçelerimiz ile pıhtı parçasını tutup geri çekebiliyoruz. Robotik sistemler sayesinde olduğu gibi cerrahi sistemlerde de tecrübemiz çok fazla. Yaklaşık 25 yıldır beyin damar ameliyatları yapan bir ekibiz. Dr. Mustafa Saygın'ın liderliğinde bu beyin damar ameliyatlarını yapmak zorunda kaldığımız durumlarda ise hastaların oradaki plaklı bölgeye ait kireçli daralma bölgeleri, felce daha önce birkaç kez yol açmış veya daha büyük felç geçirmek üzere iken oluyor ve bu uygulamamız esnasında yine lokal anestezi ile sadece boyun bölgesini uyuşturarak tedavilerimizi yapabiliyoruz. Bu sayede hastalarımız çok kısa bir süre yoğun bakımda kalarak, hızlı bir şekilde taburcu olabiliyorlar. Uygulamalarımız esnasında yaptığımız en önemli fark tekniktedir: pıhtı tutucu balık ağları alarak içine bir örgü gibi, bir balık ağı gibi membranlar koyuyoruz. Bu membranlar tabii ki mikroskobik, yaklaşık 1cm çapında 10 milim çapında, membranlar ve balık ağları işlem esnasında kopan pıhtıların hepsinin beyine atmasının önüne geçiyor.
Her hastamız her tür uygulamaya uygun olmayabiliyor. Damarın yapısı, ne kadar uzun bir bölgenin tutulduğu, damarın kıvrımı, damarın açısı, içinde pıhtı olup olmadığı, kemiksi bir damar mı yoksa yumuşak plak dediğimiz balçıksı bir damar mı, hastanın yaşı, boynunun uzunluğu, boynunun yağ oranı gibi birçok faktör robotik damar sistemlerine uygun ya da uygun değil diye önceden kara vermemize yardımcı oluyor.